İçeriğe geç

Bağlam Temelli öğrenme ne demek ?

Bağlam Temelli Öğrenme Ne Demek? Psikolojik Bir Mercekten Bakış

İnsan davranışlarını anlamak, zihinlerinin nasıl çalıştığını çözümlemek, psikolojinin en heyecan verici ve aynı zamanda en karmaşık alanlarından biridir. Her bir birey, yaşadığı çevre, deneyimleri ve algılarıyla farklı şekillerde öğrenir, bu da öğrenme süreçlerinin evrensel değil, kişiselleştirilmiş olduğunu gösterir. İşte burada, öğrenmenin psikolojik boyutlarından birine odaklanıyoruz: Bağlam Temelli Öğrenme. Peki, bağlam temelli öğrenme ne demektir? İnsanların öğrendiklerini, çevresel faktörlere, deneyimlerine ve sosyal etkileşimlerine nasıl bağladıklarını keşfetmek, onların psikolojik süreçlerini anlamanın anahtarı olabilir.

Bağlam Temelli Öğrenme: Temel Kavramlar

Bağlam temelli öğrenme, bir öğrenme sürecinin yalnızca bireyin bilgiyi doğrudan aldığı ortamdan değil, aynı zamanda o bilginin öğrenildiği sosyal ve çevresel bağlamdan da etkilendiğini öne süren bir yaklaşımdır. Bu, insan beyninin yalnızca soyut bilgileri almakla kalmayıp, öğrendiklerini duygusal, sosyal ve bilişsel bağlamlarda nasıl işlediği ile ilgilidir. İnsanlar, öğrendikleri bilgileri yalnızca sınıf ortamlarında değil, gerçek yaşam koşullarında da farklı şekilde işlerler.

Bu bakış açısı, öğrenmenin çevresel faktörlerle nasıl şekillendiğini ve aynı zamanda bireylerin davranışlarının, zihinlerinin nasıl sosyal bir etkileşim içinde şekillendiğini anlamamıza yardımcı olur.

Bilişsel Psikoloji Perspektifinden Bağlam Temelli Öğrenme

Bilişsel psikoloji, insanın bilgi işleme süreçlerine odaklanır ve öğrenmenin nasıl gerçekleştiğini, bellek ve dikkat gibi bilişsel süreçler üzerinden açıklar. Bağlam temelli öğrenme bu süreçlerin önemini vurgular çünkü öğrenilen bilginin anlamlı bir şekilde hatırlanabilmesi, o bilginin bağlamına ne kadar uygun olduğuna bağlıdır.

Birçok araştırma, bireylerin bir konuyu öğrenme sürecinde, öğrendikleri bilgilerin, öğrenme koşullarıyla ilişkili olduğunu göstermektedir. Örneğin, bir öğrenci, belirli bir sınavı geçmek için bir ders kitabındaki bilgileri okur. Ancak, sınav sırasında o bilgilerin uygulanması gerektiğinde, yalnızca kitabın içeriğine değil, aynı zamanda sınavın bağlamına dair duygusal ve bilişsel hazırlıkları da önemlidir. Bir kişi, ne kadar benzer bir ortamda bir şey öğrendiyse, o bilgi o kadar kalıcı olur. Bu nedenle, öğrenme bağlamı ve ortamı, bireyin bilişsel süreçlerini doğrudan etkiler.

Duygusal Psikoloji Perspektifinden Bağlam Temelli Öğrenme

Bağlam temelli öğrenme yalnızca bilişsel süreçlerle ilgili değil, aynı zamanda duygusal tepkilerle de ilişkilidir. Duygusal psikoloji, bireylerin duygularının nasıl öğrenmeyi ve hafızayı şekillendirdiğini araştırır. Bir kişi, bir şeyi duygusal olarak anlamlı bulduğunda, bu bilgi, daha uzun süre hafızasında yer eder.

Örneğin, bir kişi, stresli bir ortamda, korku veya heyecan gibi duygusal yanıtlarla öğrenirse, bu duygu durumu, o anki bilgiyi algılama biçimini değiştirebilir. Bağlam temelli öğrenme, sadece çevresel etmenlere değil, aynı zamanda bireyin duygusal durumlarına da dayalıdır. Kişinin öğrenmeye olan ilgisi, duygusal bağlamdan doğrudan etkilenir. Bu nedenle, bağlamın duygusal tonu, öğrenme sürecinin verimliliğini ve kalıcılığını büyük ölçüde etkiler.

Sosyal Psikoloji Perspektifinden Bağlam Temelli Öğrenme

Bağlam temelli öğrenmenin sosyal bir boyutu da vardır. Sosyal psikoloji, bireylerin diğerleriyle olan etkileşimlerinin öğrenme süreçlerini nasıl şekillendirdiğine dair derinlemesine bir analiz yapar. İnsanlar, toplumlarından ve kültürlerinden öğrendiklerini, sosyal bağlamdan bağımsız bir şekilde değil, toplulukla etkileşim içinde içselleştirirler. Bu da bağlam temelli öğrenmenin sosyal etkileşimlere dayalı bir süreç olduğunu gösterir.

Çevremizdeki insanlar, öğrendiklerimizin anlamını belirler. İnsanlar, bir bilgiye yalnızca bir kaynaktan (kitap, öğretmen vb.) değil, aynı zamanda arkadaşlarından, ailelerinden, iş arkadaşlarından veya sosyal medyada gördüklerinden öğrenirler. Bir topluluk içinde öğrenme, sosyal normlar, kültürel değerler ve grup etkileşimleri aracılığıyla gerçekleşir. Örneğin, bir grup içinde çalışan bir kişi, sadece görevine ilişkin bilgileri değil, aynı zamanda grup dinamiklerini, liderlik biçimlerini ve ortak değerleri de öğrenir.

Bağlam Temelli Öğrenme ve Kendilik

Bağlam temelli öğrenme, aynı zamanda kişinin kimliğini oluşturma sürecinde de büyük bir rol oynar. Kişi, öğrendikçe ve çevresiyle etkileşime girdikçe, kendini tanır ve toplumsal kimliklerini inşa eder. Bağlamın nasıl bir kimlik yaratabileceği üzerine yapılan araştırmalar, insanların eğitim aldıkları ortamlar, aile yapıları, arkadaş grupları gibi faktörlerin, onları nasıl şekillendirdiğini anlamamıza olanak sağlar.

Örneğin, bir kişinin farklı kültürlerdeki deneyimleri, onun genel bakış açısını ve değerlerini değiştirir. İnsanlar, kendi kimliklerini toplumsal bağlamda inşa ederken, bu bağlamda öğrendikleri bilgileri kendi içsel dünyalarına yerleştirirler. Bu bağlamda, öğrenme sadece bir bilgi aktarımı değil, aynı zamanda kendilik inşa etme sürecidir.

Sonuç: Bağlam Temelli Öğrenme ve Psikolojik Derinlik

Bağlam temelli öğrenme, bir bireyin çevresel, duygusal ve sosyal bağlamda öğrendiklerini nasıl içselleştirdiğini gösteren derinlemesine bir süreçtir. Bilişsel, duygusal ve sosyal psikoloji boyutlarından ele alındığında, öğrenme sürecinin bireyin psikolojik yapısıyla nasıl etkileşim içinde olduğunu daha iyi anlayabiliriz.

Peki ya siz? Kendi yaşamınızda öğrendiklerinizi, hangi bağlamlarla ilişkilendiriyorsunuz? Duygusal ve sosyal çevreniz, öğrenme süreciniz üzerinde nasıl bir etki yaratıyor? Yorumlarınızı paylaşarak, bu psikolojik süreci birlikte daha derinlemesine tartışabiliriz.

Etiketler:

bağlam temelli öğrenme, psikolojik öğrenme, bilişsel psikoloji, duygusal psikoloji, sosyal psikoloji, öğrenme süreçleri, kimlik inşası

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
elexbet yeni giriş adresibetexper.xyzsplash